28 Aralık 2009 Pazartesi

Evvel Zaman İçinde...

Bugün okulu astım gitmedim, yılbaşı için hediyeleri alalım bugün dedik annemle. Neyse konu bu değil. Ama bu bilgiyi vermem konuya sıkı bir giriş yapmam için gerekliydi. Ya işte, istemem yan cebime koy gibi bir şey.
Dedim ya, okula gitmedim. Peki bu ne demek, ha? Sorarım, bu ne demek? Ne, ne, ne?
Sabah kahvaltı yaptım demek (Giriş kısmı bitti, gelişmeye geçelim).
Kahvaltıda baktım, masada acuka diye bir şey var. İlk defa görüyorum. Komik yani adı filan. Acuka ne abi?! Kırmızı bir sos böyle, içinde ceviz varmış zaten yemedim. Kutusunu aldım elime, büktüm burnumu, beğenmez tavırlarla küçümseyerek evirip çevirdim. Bir de ne göreyim! Üzerinde '5000 yıllık lezzet' yazmaz mı!
Ufak bir hesap yaptım, dedim işte 2010da sayılırız artık, ama yuvarlak hesap 2000 desek, milattan önce 3000 yılında acuka mı varmış? Zınk! İnanmadım tabi lan, bunu da yutmam tabi. Anneme gösterdim bana destek çıksın diye, kafası karıştı milat filan diyince. Sonra bana demez mi 'Ayça biz şu an Miladi takvim kullanıyorduk değil mi?' diye. Ahah, şoktu resmen. Şok!
Mecburen milat, İsa, hicret, takvim, Mekke-Medine falan anlattım baştan. Biraz daha anlamasaydı Muhammed-ül Emin lakabına kadar gidecektim...
Bu ufak(!) çaplı şoku atlattıktan sonra, yaptığım hesaptaki yaklaşıklık üzerine düşünmeye başladım. 2010 yılını kabul edilebilir bir yaklaşıklıkla 2000 yapmıştım, ki bu benim ömrümden giden on seneye eşit oluyor. Yani 20 yaşından bir anda 10 yaşına düşmem demek. Kardeşimin yaşında olmam, arkadaşlarımı ispiyonlamam, Grup Hepsi'yi sevmem, Nickelodeon'da Britney Spears'ın kardeşinin dizisini izlemem demek. Tanrım, ben tüm bunları kaldıramam...
O nedenle kendi yaşıma dönüyorum; ancak hala hoşuma gitmeyen bir şeyler var. Mesela, 80lerin sonunda 90ların başında çocuk olmak diye kalıplaşmış bir cümle var ya, ben ona cuk diye oturmuyorum. Ya da o bana oturmuyor, fark etmez. Ben 80lerin sonunda -89 doğumlu olduğum için, ki aylardan ekim, günlerden 29- çocuk değil bebektim. Hatta muhtemelen göbek bağım daha düşmemişti ve annemler düşünce nereye gömsek diye kara kara düşünüyorlardı. 90ların başında hala bebektim, ortalarında ve sonunda çocuk. Bu doğru.
Ayrıca 'I Love 80s' yazan her boku da benimsemişimdir, sanki -di'li geçmiş zamanda yaşadım. Bazen yapıyorum böyle şeyler, çok ayıp ama napıyım.
Ne de olsa 80leri, 70leri, 60ları ve teknolojinin uzanabildiği her devri geçmiş zamanın rivayetinde de olsa gördük çok şükür.
Gördük de ne oldu, orası ayrı.
Benim görmek istediğim tek şey milattan önce 3000. Acukanın ortaya çıkışı...
Düşün yani 2009un sonundayız, acuka hala var, hala kahvaltı sofralarında. Vay be! Ne acukaymış arkadaş.
2009un sonundayız demişken... 2010 itibariyle hukuki anlamda 21 yaşında oluyorum, yirminin küsürleri geldi, beni aldı bir telaş, bir yaşlanma korkusu. Bundan sonra yanaklarımı kimseye sıktırtmayacağım, sarkabilir. Ayrıca fazla gülmeyeceğim, yüzüm kırışabilir. Gerçi cilt kırışıklıklarına karşı krem aldım kendime ama olsun, yine de riske atamam kendimi.
Evet canım, krem. Kolajen dolgulu.
Biraz olsun tanıdın beni. Merhaba.

Notumsu: Günlerden 29 diye bir şey olmaz tabi. Gün dediğin pazartesidir, salıdır ve devamıdır.

26 Aralık 2009 Cumartesi

İTÜ ŞİİRİ

Her kapından girmeye lazım bir bilet
Aydınlık yuvasında bu ne cehalet
Otomasyon dedikleri hepten rezalet
Odtü aya çıktı nerdesin İtü.


Duy artık sesimizi yanlış yola sapmadan
Vazgeç artık şu paraya tapmadan
Bursları vermezsin repo yapmadan
Hadi yine iyisin kardasın İtü.


Sözüm sana değil yöneten güce
Gitmesin bu verilen emekler hiçe
Bana sorsan giremezsin ilk üçe
Sana sorsak sen hep birdesin İtü.


Öğrenciye hiçbir şey öğretmeyerek
Git öğren demekse eğer öğretmek
Bunu babam da yapar sana ne gerek
Sabrımın bittiği yerdesin İtü.


Sonunda ben de oldum etüdün müptelası
Kaç gece uyutmadı resim belası
Dökülmüş İşletme'nin yine cilası
İşler kesat galiba dardasın İtü.


Yeter artık kandırma karnımız tok yalana
Verirsin kek hocayı kablo neti olana
Mafya mısın okul musun aşk olsun anlayana
Kumar masasında zardasın İtü.

25 Aralık 2009 Cuma

Elimi Sallasam Ellisi Tabi ki!

Okula pejmürde bir halde gittiğim günler ile okulda çok taş çocuklarla karşılaşmam hatta muhabbet filan ediyor oluşumuz kusursuzca doğru orantılı.
Neyse ki bu duruma tühlenip vahlanacak kadar yeni ergen değilim.

24 Aralık 2009 Perşembe

İş Sözleşmelerinde Deneme Süresi 2 Ay, Toplu İş Sözleşmelerinde 4 Aya Kadar Çıkabilir.

Tüm 'çalışmadııııaaam' söylemlerime karşın iş hukuku sınavım fevkaladenin fevkindeydi.
AA getireceğim demiştim. Sözümü tutacağım.
Bu da 3 kredi. Elektrik Makinaları da.
Elektrik Makinalarından 24 aldığım için tabi ki bu bok atma.
Yoksa en önemli bölüm dersi o bence.
Ama baksana sevgili okur. Kendime itiraf edebiliyorum bu davranışımı.
Sırf bu yüzden bi alkışlasana beni.
Öp beni.
Sev hatta.


Önemsiz not: Başlıktaki soru da çıktı. Çıkmasa ayıp olurdu. Defterimin her sayfasına yazmışım zira.

23 Aralık 2009 Çarşamba

Denizaşırı

Last.fm gevşekliğin olmadığı, sakin ve seviyeli bir ortam.
Benim için en azından.
Bildiğin elit yani.
Brezilya'da yaşayan, müzik zevki benimkiyle %98 civarı benzerlik gösteren güzel bir insan var.
Ve Last.fm aracılığı ile bunu bilebiliyorum.
İnternet zaman zaman gerçekten hoş.
Üstelik enternasyonel.

Viğt*

Veet'e gıcığım hacı.
12 tane ağda bandının yanına 2 tanecik temizleme mendili koyuyorlar.
Sonra yapış yapış her yer.
Temizlemek için uğraş dur.
Pamuğa yağ filan dök. Çok ilkel yani.
Ben bu ilkelliği en son hazır bebek bezinin olmadığı dönemlerde kumaş bez temizleyen çilekeş annelerden dinledim.Sonrası Prima.
Neyse. Sadede gelelim. Veet sözüm sana. 12 tane ağda bandı koyuyorsan 12 tane de mendil koy. O kadar para veriyoruz yani.
Ayıp günah.

İlk Bilok. Cheers Darlin'!

Yine bi sınav öncesi gecesi. Yine ben fuzuli işler peşindeyim.
Kaç aydır kapalı olan bilok. Birden açasım geldi falan. Maksat dersten kaytaralım, güzelleşelim.
Allah belamı vermese bari yarın.
O değil de şimdi bu yeni bi bilok benim için. Banyo yaparken aklıma geldi yeni bi bilok açmak. Bir yandan bunu düşünürken diğer yandan arya söylüyordum banyoda.
Şaka lan.
U 'r so gay söylüyordum tabi ki.
U 'r so gay and you don't even like... penis. Haha, güzel bence.
Şu var bi de.. Malum 2009'un sonuna geldik, yılın iyileri açıklanıyor. Sene başında bana gelip sorsalardı Katy Perry ile Lady Gaga kapışır derdim. Sonra günler geldi, günler geçti... Lady Gaga aldı başını gitti. Bad Romance müthiş bir şarkı fikrimce. Klibi de güzel. Gaga zayıflamış hem. Oysa ben burda domuz gibi oluyorum günden güne. Kıskanıyorum abi. Of. Nutella'yla sevişmeyi kesmeliyim bence.
Kate Moss da şey demiş: Dünyadaki en leziz şey zayıflıktır. Mottom falan olsun bu bence. Yoksa. Yoksası fena!
Dağıttım konuyu bak. Diyordum ki Gaga yükselirken Katy Perry yok oldu gitti. Yazık oldu.
Tekrar Gaga'dan bahsedecek olursak... Facebook'ta gördüğümüz kadarıyla konser olacakmış Haziran 2010da. Gerçi sonra balon haber dendi, moraller indi falan.
Of. Gelsin abi. Bana ne. Parasıyla değil mi ya. Neyse vericez. Biz de şov istiyoruz, biz de görsellik istiyoruz.